Fervor
01
şevk
intense and passionate feeling
Örnekler
The crowd cheered with patriotic fervor as the flag was raised.
Bayrak göndere çekilirken kalabalık vatansever bir coşku ile tezahürat yaptı.
She spoke about justice with such fervor that the room fell silent.
Adalet hakkında öyle bir şevk ile konuştu ki oda sessizliğe büründü.
02
şiddetli sıcaklık, kavurucu sıcak
a state of extreme heat
Old useÖrnekler
The sun beat down with a fervor that scorched the desert floor.
Güneş, çöl zeminini kavuran bir şevk ile vuruyordu.
Flames rose with such fervor that the firefighters struggled to contain them.
Alevler o kadar şiddetle yükseldi ki itfaiyeciler onları kontrol altına almakta zorlandı.
