Failure
01
başarısızlık
an instance of not doing something, particularly something that is expected of one
Örnekler
His failure to submit the report on time led to serious consequences at work.
Raporu zamanında teslim etme başarısızlığı, işte ciddi sonuçlara yol açtı.
The failure to follow safety protocols led to a serious accident at the construction site.
Güvenlik protokollerine uyulmaması, inşaat sahasında ciddi bir kazaya yol açtı.
02
başarısız kimse
a particular thing or person that is unsuccessful
Örnekler
Despite his efforts, he could n't help but feel like a failure when his business venture did n't take off.
Çabalarına rağmen, iş girişimi başarılı olmayınca kendini bir başarısızlık gibi hissetmekten alıkoyamadı.
Even though she tried her best, her artwork was a complete failure and did n't receive recognition.
Elinden gelenin en iyisini yapmasına rağmen, sanat eseri tam bir başarısızlık oldu ve takdir görmedi.
03
başarısızlık, kaybeden
a person with a record of failing; someone who loses consistently
04
yenilgi
the absence of success in achieving a goal
05
başarısızlık, arıza
an unexpected omission
06
başarısızlık, arıza
loss of ability to function normally
07
başarısızlık, iflas
inability to discharge all your debts as they come due
