extraordinarily
01
olağanüstü bir şekilde, dikkat çekici bir şekilde
in an astonishingly impressive or outstanding manner
Örnekler
The acrobats performed marvelously, executing flips with perfect precision.
Akrobatlar olağanüstü bir şekilde performans sergiledi, mükemmel bir hassasiyetle taklalar attı.
She adapted marvelously to the new role, mastering complex tasks within days.
Olağanüstü bir şekilde yeni role olağanüstü bir şekilde uyum sağladı, karmaşık görevleri günler içinde ustalaştı.
1.1
olağan dışı
to an exceptionally high degree
Örnekler
The dessert was marvelously rich, with layers of intense flavor.
Tatlı, yoğun lezzet katmanlarıyla olağanüstü zengindi.
He remained marvelously calm during the crisis, reassuring everyone.
Kriz sırasında olağanüstü derecede sakin kaldı, herkesi rahatlattı.
Leksikal Ağaç
extraordinarily
extraordinary
extraordinar



























