exhilarating
01
heyecan verici, coşku verici
causing feelings of excitement or intense enthusiasm
Örnekler
Completing the challenging hike to the mountain summit was an exhilarating achievement.
Dağ zirvesine yapılan zorlu yürüyüşü tamamlamak heyecan verici bir başarıydı.
The unexpected victory in the championship game brought an exhilarating sense of triumph to the team.
Şampiyonluk maçındaki beklenmedik zafer, takıma heyecan verici bir zafer hissi getirdi.
Leksikal Ağaç
exhilarating
exhilarate
