Exaggeration
01
abartma
the act of overstating or stretching the truth beyond what is accurate or realistic
Örnekler
He resorted to exaggeration to make his argument seem stronger.
Argümanını daha güçlü göstermek için abartmaya başvurdu.
The media ’s exaggeration of the incident caused unnecessary panic.
Medyanın olayı abartması gereksiz bir paniğe neden oldu.
02
abartı, mübalağa
extravagant exaggeration
03
abartı, mübalağa
a claim or description that distorts reality by making something seem larger, smaller, better, or worse than it truly is
Örnekler
His claim of running 10 miles every morning was a clear exaggeration.
Her sabah 10 mil koştuğu iddiası açık bir abartmaydı.
" I ’ve been waiting forever " is a common exaggeration people use.
« Sonsuza kadar bekliyorum » insanların kullandığı yaygın bir abartmadır.
Leksikal Ağaç
exaggeration
exaggerate



























