eternally
01
sonsuza kadar, ebediyen
without end or interruption, existing for all time
Örnekler
The bond between the two friends felt eternally strong.
İki arkadaş arasındaki bağ sonsuza dek güçlü hissettiriyordu.
The promise to be together was meant to last eternally.
Birlikte olma sözü sonsuza dek sürmek içindi.
02
sonsuz bir şekilde, durmaksızın
repeating excessively or without end, often in a frustrating way
InformalÖrnekler
He is eternally complaining about the weather.
O, havadan sürekli şikayet ediyor.
The traffic in this city is eternally unbearable.
Bu şehirdeki trafik sonsuza dek dayanılmaz.
03
sonsuza dek, ebediyen
used to stress deep appreciation or devotion
Örnekler
I am eternally grateful for your kindness.
Nezaketiniz için sonsuza dek minnettarım.
She will be eternally thankful for the support she received.
Aldığı destek için sonsuza dek minnettar olacak.
Örnekler
Some believe the universe has existed eternally.
Bazıları evrenin sonsuza dek var olduğuna inanıyor.
The philosopher pondered whether the soul exists eternally.
Filozof, ruhun ebediyen var olup olmadığını düşündü.
