to enjoy
01
zevk almak
to take pleasure or find happiness in something or someone
Transitive: to enjoy sth
Örnekler
She enjoys listening to classical music while working.
O çalışırken klasik müzik dinlemekten zevk alır.
We enjoyed a delicious meal at the new restaurant in town.
Şehirdeki yeni restoranda lezzetli bir yemek keyfini çıkardık.
02
birinin yararına olmak
to possess or experience something that brings pleasure, satisfaction, or advantage
Transitive: to enjoy an advantage or benefit
Örnekler
She enjoys a wealth of knowledge in her field.
O, alanında büyük bir bilgi birikiminden keyif alır.
The gardeners enjoy the benefits of rich, fertile soil.
Bahçıvanlar, zengin, verimli toprağın faydalarından keyif alır.
Leksikal Ağaç
enjoyable
enjoyer
enjoyment
enjoy
joy



























