to electrify
01
elektriklemek, coşturmak
to suddenly and intensely excite someone
Transitive: to electrify sb/sth
Örnekler
The rock concert electrified the crowd with its energy.
Rock konseri, enerjisiyle kalabalığı elektriklendirdi.
The unexpected victory electrified the team and their fans.
Beklenmedik zafer, takımı ve taraftarlarını elektriklendirdi.
02
elektriklendirmek, elektrik enerjisi ile çalışacak şekilde değiştirmek
to modify a machine or system so that it operates using electrical energy
Transitive: to electrify a machine or system
Örnekler
The government launched a project to electrify the country's main railway lines.
Hükümet, ülkenin ana demiryolu hatlarını elektrifikasyon yapmak için bir proje başlattı.
Plans are underway to electrify the city's bus fleet within the next decade.
Şehrin otobüs filosunu önümüzdeki on yıl içinde elektriklendirmek için planlar yapılıyor.
03
elektriklendirmek, elektrik yüklemek
to apply an electric charge to a conductor
Transitive: to electrify a conductor
Örnekler
The technician used a special device to electrify the metal rod for the experiment.
Teknisyen, deney için metal çubuğu elektriklendirmek için özel bir cihaz kullandı.
Care must be taken when you electrify wires to avoid accidental shocks.
Kazara şokları önlemek için telleri elektriklendirirken dikkatli olunmalıdır.
Leksikal Ağaç
electrifying
electrify
electr



























