altered
01
değiştirilmiş, başkalaştırılmış
changed in some way, but not completely transformed into something else
Örnekler
The medication caused her mood to be altered, leading to increased anxiety.
İlaç, ruh halinin değişmesine neden oldu ve bu da kaygının artmasına yol açtı.
The altered recipe resulted in a tastier and more flavorful dish.
Değiştirilmiş tarif, daha lezzetli ve daha aromalı bir yemekle sonuçlandı.
02
kısırlaştırılmış, hadım edilmiş
having testicles or ovaries removed
03
değiştirilmiş, uyarlanmış
changed in order to improve or made more fit for a particular purpose
Leksikal Ağaç
unaltered
altered
alter



























