drastically
Örnekler
The company drastically restructured its operations to avoid bankruptcy.
Şirket iflastan kaçınmak için operasyonlarını köklü bir şekilde yeniden yapılandırdı.
Her views on politics have drastically shifted over the years.
Yıllar içinde siyaset hakkındaki görüşleri drastik bir şekilde değişti.
1.1
drastik bir şekilde, aşırı derecede
to an extreme or intense degree
Örnekler
Enrollment has drastically declined since last year.
Kayıtlar geçen yıldan bu yana dramatik bir şekilde düştü.
He was drastically underprepared for the final exam.
Final sınavına aşırı hazırlıksızdı.



























