Allow for
volume
British pronunciation/ɐlˈaʊ fɔː/
American pronunciation/ɐlˈaʊ fɔːɹ/

"allow for"Tanımı ve Anlamı

to allow for
[phrase form: allow]
01

izin vermek, müsaade etmek

to accept a particular action or behavior
to allow for definition and meaning
example
Example
click on words
The teacher does n't allow for talking during exams to maintain a fair testing environment.
Öğretmen, sınavlar sırasında konuşmaya izin vermiyor/müsaade etmiyor, böylece adil bir sınav ortamını koruyor.
The school policy does n't allow for bullying or harassment of any kind.
Okul politikası, her türlü zorbalık veya tacize izin vermiyor.
02

dikkate almak, hesaba katmak

to consider a particular factor when planning or making arrangements
example
Example
click on words
When planning the road trip, we need to allow for possible traffic delays.
Yolculuk planlarken, olası trafik gecikmelerini dikkate almak zorundayız.
The construction schedule allows for unexpected weather-related setbacks.
İnşaat takvimi, beklenmedik hava ile ilgili aksaklıkları dikkate alır.
03

yer ayırmak, imkan tanımak

to provide enough space or time for a particular purpose or activity
example
Example
click on words
The room layout should allow for comfortable seating and movement during the event.
Oda düzeni etkinlik sırasında rahat oturma ve hareket için yeterli yer ayırmalıdır.
The garden design must allow for space between plants to encourage healthy growth.
Bahçe tasarımı, bitkilerin sağlıklı büyümesini teşvik etmek için bitkiler arasında yer ayırmak gerekir.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store