to distrain
01
rehin olarak tutmak
to legally take someone’s property instead of the money they are owed
Örnekler
He faced financial ruin when the bank decided to distrain his car for failing to pay the loan.
Krediyi ödeyemediği için banka arabasını haczetmeye karar verdiğinde mali bir çöküşle karşı karşıya kaldı.
The court authorized the sheriff to distrain the debtor ’s assets to satisfy the judgment.
Mahkeme, şerifin borçlunun mallarını haczetmesine ve kararı yerine getirmesine izin verdi.
02
haciz koymak, el koymak
levy a distress on
03
haciz koymak, el koymak
legally take something in place of a debt payment



























