to destabilize
01
istikrarsızlaştırmak, kararsızlaştırmak
to make something uncertain by introducing changes that disrupt its stability
Transitive: to destabilize sth
Örnekler
Personal conflicts within a team can destabilize its cohesion.
Bir takım içindeki kişisel çatışmalar, uyumunu bozabilir.
Economic downturns can destabilize the financial stability of a nation.
Ekonomik düşüşler, bir ulusun finansal istikrarını istikrarsızlaştırabilir.
02
istikrarsızlaştırmak, dengeyi bozmak
to lose stability or balance
Intransitive
Örnekler
The structure began to destabilize as the foundation eroded over time.
Zamanla temel aşındıkça yapı dengesini kaybetmeye başladı.
Without proper maintenance, the bridge started to destabilize under heavy traffic.
Uygun bakım olmadan, köprü yoğun trafik altında dengesini kaybetmeye başladı.
Leksikal Ağaç
destabilize
stabilize
stabile



























