Demonstrator
01
laboratuvar elemanı
a person whose job is explaining to a group of people how something works
Örnekler
The demonstrator is showing the audience how to use the new kitchen appliance.
Gösterici, izleyicilere yeni mutfak aletini nasıl kullanacaklarını gösteriyor.
The demonstrator, explaining the process step by step, helped everyone understand the procedure clearly.
Gösterici, süreci adım adım açıklayarak, herkesin prosedürü net bir şekilde anlamasına yardımcı oldu.
02
büyük bir gurupla gösteri yapan kişi (bir fikre karşı olduğunu göstermek için)
someone who takes part in a public gathering to protest or to show support
Örnekler
The demonstrators will gather at the capitol next week to advocate for healthcare reform.
Göstericiler, sağlık reformunu savunmak için önümüzdeki hafta başkentte toplanacak.
She joined the demonstrators in the rally to demand equal rights for all workers.
O, tüm işçiler için eşit haklar talep etmek amacıyla mitingde göstericilere katıldı.
03
gösterici, tanıtımcı
someone who demonstrates an article to a prospective buyer
Leksikal Ağaç
demonstrator
demonstrate
demonstr
