to deform
01
şeklini bozmak, deforme etmek
to change the shape of something out of its usual shape
Transitive: to deform sth
Örnekler
Heavy pressure on the metal sheet can deform it, resulting in a bent or twisted form.
Metal levha üzerindeki ağır basınç onu deforme edebilir, bu da bükülmüş veya burulmuş bir forma neden olur.
Overloading a backpack with excessive weight may deform its frame and straps.
Bir sırt çantasını aşırı ağırlıkla yüklemek, çerçevesini ve kayışlarını deforme edebilir.
02
deforme olmak
to lose one's proper shape
Intransitive
Örnekler
Plastic left in the sun will deform.
Güneşte bırakılan plastik deforme olacaktır.
Left out in the rain for too long, the cardboard boxes deteriorated and deformed.
Yağmurda çok uzun süre bırakılan karton kutular bozuldu ve şeklini kaybetti.
03
biçimsizleştirmek, biçimini bozmak
to change the shape of something in an undesirable way
Transitive: to deform sth
Örnekler
Prolonged exposure to acid rain could deform the thin protective layers of some plants.
Uzun süre asit yağmuruna maruz kalmak, bazı bitkilerin ince koruyucu tabakalarını deforme edebilir.
Stressful working conditions gradually deformed her posture over many decades on the job.
Stresli çalışma koşulları, işte geçen onlarca yıl boyunca yavaş yavaş duruşunu bozdu.
