daily
Örnekler
My sister meditates daily for stress relief.
Kız kardeşim stres atma için günlük olarak meditasyon yapar.
She studies her Spanish lessons daily.
O, İspanyolca derslerini günlük olarak çalışıyor.
Daily
01
gazete
a type of newspaper that is published everyday except Sunday
Örnekler
He reads the local daily every morning with his coffee.
Kahvesiyle birlikte her sabah yerel günlük gazeteyi okur.
The political scandal was the top story in all the major dailies.
Siyasi skandal, tüm büyük günlük gazetelerin en önemli haberiydi.
02
gündelikçi kadın, temizlikçi kadın
a woman hired to clean and perform household chores on a day-to-day basis in someone else's home
Dialect
British
Örnekler
They hired a daily to help with the cleaning while they were at work.
İşteyken temizlik konusunda yardımcı olması için bir gündelikçi tuttular.
The daily arrives each morning to tidy the house and do the laundry.
Günlük temizlikçi her sabah evi toplamak ve çamaşırları yıkamak için gelir.
daily
Örnekler
He enjoys solving the daily crossword puzzle.
Günlük bulmaca çözmekten hoşlanır.
I check my emails as part of my daily routine.
E-postalarımı günlük rutinimin bir parçası olarak kontrol ederim.
1.1
günlük, gündelik
related to or covering the work or activities done within a single day
Örnekler
The factory workers receive their pay based on the average daily wage.
Fabrika işçileri, ortalama günlük ücrete göre maaşlarını alırlar.
His daily earnings fluctuate depending on how many customers he serves.
Onun günlük kazançları, kaç müşteriye hizmet ettiğine bağlı olarak değişir.
Leksikal Ağaç
daily
day



























