Cull
01
elenen, reddedilen
the person or thing that is rejected or set aside as inferior in quality
to cull
01
aramak ve toplamak, derlemek
look for and gather
02
kaldırmak
to remove or eliminate something that has been deemed unwanted or rejected
Örnekler
The farmer culls the weaker plants from the field to ensure healthier crops.
Çiftçi, daha sağlıklı mahsuller sağlamak için tarladaki daha zayıf bitkileri ayıklar.
Last week, the manager culled outdated inventory from the warehouse to make room for new stock.
Geçen hafta, yönetici yeni stok için yer açmak amacıyla depodaki eski envanteri ayıkladı.
03
sayılarını azaltmak için öldürmek (hayvanlar)
to control the population of a wild animal, particularly by killing weak or sick ones
Transitive
Örnekler
The park rangers decided to cull the deer population to prevent overgrazing.
Orman korucuları, aşırı otlamayı önlemek için geyik nüfusunu azaltmaya karar verdi.
Farmers cull weaker animals to ensure the health of their herds.
Çiftçiler, sürülerinin sağlığını sağlamak için daha zayıf hayvanları itlaf eder.
