to criticize
01
eleştirmek
to point out the faults or weaknesses of someone or something
Transitive: to criticize sb/sth
Örnekler
The teacher criticized the student's essay for its lack of organization and clarity.
Öğretmen, öğrencinin denemesini düzensizlik ve netlik eksikliği nedeniyle eleştirdi.
Sarah always criticizes her co-workers' presentations, but rarely offers constructive feedback.
Sarah her zaman meslektaşlarının sunumlarını eleştirir, ancak nadiren yapıcı geri bildirim sunar.
02
eleştiride bulunmak
to judge something based on its positive or negative points
Transitive: to criticize a work or performance
Örnekler
The teacher will criticize the students' essays based on grammar, structure, and clarity of ideas.
Öğretmen, öğrencilerin denemelerini dilbilgisi, yapı ve fikirlerin netliğine göre eleştirecektir.
As a film critic, I 'll criticize the cinematography, acting, and storyline to provide a comprehensive review for readers.
Bir film eleştirmeni olarak, okuyucular için kapsamlı bir inceleme sağlamak için sinematografiyi, oyunculuğu ve hikayeyi eleştireceğim.
Leksikal Ağaç
criticize
critic
