crippling
01
felce uğratan
causing severe damage or limitation, often making it difficult to function normally
Örnekler
The crippling injury left him unable to walk without assistance.
Sakat bırakan yaralanma, onu yardım olmadan yürüyemez hale getirdi.
The crippling debt burdened the family, making it difficult to meet basic needs.
Felç edici borç aileyi zorladı, temel ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırdı.
Leksikal Ağaç
crippling
cripple



























