to coalesce
01
karıştırmak
to blend different elements together to form a unified whole
Transitive: to coalesce sth
Örnekler
The artist coalesced various colors and textures to create a captivating painting.
Sanatçı, büyüleyici bir tablo yaratmak için çeşitli renk ve dokuları birleştirdi.
She is currently coalescing different ideas to develop a comprehensive plan.
Şu anda kapsamlı bir plan geliştirmek için farklı fikirleri birleştiriyor.
02
bir araya gelmek
to come together in order to achieve a common goal
Intransitive
Örnekler
Various community groups coalesced to address the local environmental issues more effectively.
Çeşitli topluluk grupları, yerel çevre sorunlarını daha etkili bir şekilde ele almak için birleşti.
The various groups coalesce to form a united front against the policy changes.
Çeşitli gruplar, politika değişikliklerine karşı birleşik bir cephe oluşturmak için birleşir.
Leksikal Ağaç
coalesced
coalescence
coalescent
coalesce
coalition
