Chagrin
01
hayal kırıklığı
a state of embarrassment due to failing, getting humiliated, or disappointed
Örnekler
His chagrin was palpable when he realized he had forgotten his lines during the play.
Oyun sırasında repliklerini unuttuğunu fark ettiğinde üzüntüsü hissedilebilirdi.
She could n't hide her chagrin when her presentation was met with silence from the audience.
Sunumu izleyicilerden sessizlikle karşılandığında üzüntüsünü gizleyemedi.
to chagrin
01
hayal kırıklığına uğratmak
to cause someone to feel annoyed, frustrated, or embarrassed, especially due to disappointment or failure
Örnekler
She chagrins her parents by failing her exams.
Sınavlarını geçemeyerek ailesini üzüyor.
He was chagrined by his team's defeat in the championship game.
Takımının şampiyonluk maçındaki yenilgisinden üzüntü duyuyordu.



























