to censure
01
kınamak
to strongly criticize in an official manner
Örnekler
The teacher had to censure a student who consistently disrupted the class.
Öğretmen, sürekli olarak sınıfı bozan bir öğrenciyi kınamak zorunda kaldı.
The editorial in the newspaper was written to censure the company's questionable business practices.
Gazetedeki başyazı, şirketin şüpheli iş uygulamalarını kınamak için yazıldı.
Censure
01
kınama, eleştiri
harsh criticism or disapproval
02
kınama
the state of being excommunicated



























