Candor
01
açık sözlülük
the habit of speaking truthfully and directly without evasion
Örnekler
She spoke with candor about the challenges she faced.
Karşılaştığı zorluklar hakkında açık sözlülükle konuştu.
His candor during the interview impressed the panel.
Samimiyeti mülakat sırasında paneli etkiledi.
02
açıklık, samimiyet
freedom from bias, deceit, or self-interest
Örnekler
The judge was praised for her candor and fairness.
Hakim, açık sözlülüğü ve adaleti için övüldü.
His candor in evaluating the proposals earned him respect.
Teklifleri değerlendirirken gösterdiği açık sözlülük ona saygı kazandırdı.



























