candid
01
dobra dobra
open and direct about one's true feelings or intentions
Örnekler
She appreciated his candid feedback, which helped her understand her strengths and weaknesses.
Dürüst geri bildirimlerini takdir etti, bu da onun güçlü ve zayıf yönlerini anlamasına yardımcı oldu.
His candid admission of his mistake showed integrity and transparency.
Hatâsını açık yürekli bir şekilde itiraf etmesi dürüstlük ve şeffaflık gösterdi.
02
toksözlü
speaking or behaving in a clear, honest, and direct manner
Örnekler
The candid feedback from the boss helped the employee to identify areas for improvement.
Patronun açık sözlü geri bildirimi, çalışanın geliştirilecek alanları belirlemesine yardımcı oldu.
The politician 's candid answers to tough questions during the debate impressed many viewers.
Politikacının tartışma sırasında zor sorulara verdiği açık sözlü yanıtlar birçok izleyiciyi etkiledi.
03
doğal, spontane
informal or natural; especially caught off guard or unprepared
Leksikal Ağaç
candidacy
candidly
candidness
candid



























