Brunch
01
geç yapılan kahvaltı
a meal served late in the morning, as a combination of breakfast and lunch
Örnekler
Many restaurants offer bottomless mimosas or bloody marys as part of their brunch menu to accompany the food.
Birçok restoran, yemeği tamamlamak için brunch menülerinin bir parçası olarak limitsiz mimosalar veya bloody mary'ler sunar.
Brunch is often enjoyed leisurely on weekends, allowing friends and family to gather and socialize over a relaxed meal.
Brunch, hafta sonları genellikle keyifle yenen, arkadaşların ve ailenin bir araya gelip rahat bir yemek eşliğinde sosyalleşmesine olanak tanıyan bir öğündür.
to brunch
01
brunch yapmak, brunch yemek
to have a meal that is a combination of breakfast and lunch late in the morning
Intransitive
Örnekler
We brunched on avocado toast and mimosas at the trendy café.
Moda kafede avokado tostu ve mimozalarla brunch yaptık.
They love to brunch together every Sunday after yoga class.
Yoga dersinden sonra her Pazar birlikte brunch yapmayı seviyorlar.
