to add up
[phrase form: add]
01
akla yatkın olmak
to be logically consistent
Intransitive
Örnekler
The financial figures in the report do n't add up; there seems to be an error.
Rapordaki finansal rakamlar tutarlı değil; bir hata var gibi görünüyor.
Her explanation of the situation did n't add up, and I had my doubts.
Durumla ilgili açıklaması tutarlı değildi ve şüphelerim vardı.
02
birikmek, artmak
to increase in number or amount over time
Intransitive
Örnekler
The pressure has been adding up at work, and it's starting to affect my stress levels
İşteki baskı artıyor ve bu stres seviyemi etkilemeye başlıyor.
Over the years, the wear and tear on the car 's engine added up, leading to its breakdown.
Yıllar geçtikçe, arabanın motorundaki aşınma ve yıpranma birikti ve bu da arızaya yol açtı.
03
toplamak
to find the total of a set of numbers or quantities
Transitive: to add up numbers or quantities
Örnekler
Please add up the expenses for the month and provide me with the total.
Lütfen ayın masraflarını toplayın ve bana toplamı verin.
Add these numbers up and tell me the result.
Bu sayıları topla ve bana sonucu söyle.
04
değerlendirmek, bir fikir edinmek
to form an opinion by considering different factors
Transitive: to add up an opinion
Örnekler
After hearing all the arguments in the debate, I added up my opinion on the topic.
Tartışmadaki tüm argümanları duyduktan sonra, konu hakkındaki görüşümü topladım.
Let 's add up our impression of the new employee after working with them for a few weeks.
Yeni çalışanla birkaç hafta çalıştıktan sonra onun hakkındaki izlenimimizi değerlendirelim.
