to outspend
01
daha fazla harcamak, harcamada aşmak
to spend more money than somebody else
Örnekler
The billionaire was able to outspend all other bidders at the charity auction, securing the rare artwork for his collection
Milyarder, hayır müzayedesinde diğer tüm teklif verenlerden daha fazla harcama yaparak nadir sanat eserini koleksiyonuna eklemeyi başardı.
Despite being a smaller company, they managed to outspend their competitors on advertising, gaining a larger market share.
Daha küçük bir şirket olmalarına rağmen, reklamda rakiplerinden daha fazla harcama yaparak daha büyük bir pazar payı elde ettiler.
Leksikal Ağaç
outspend
out
spend
