Acuity
01
keskinlik
the ability to think clearly and grasp ideas fast
Örnekler
Her mental acuity made her the fastest problem-solver in the group.
Onun zihinsel keskinliği, onu gruptaki en hızlı problem çözücü yapıyordu.
He showed great acuity during the debate, catching flaws in every argument.
Tartışma sırasında büyük bir keskinlik gösterdi, her argümanda kusurları yakaladı.
02
sivrilik
sharpness of the senses, especially sight and hearing
Örnekler
The pilot's visual acuity was tested before every flight.
Pilotun görsel keskinliği her uçuştan önce test edilirdi.
Owls have incredible auditory acuity, allowing them to hunt in the dark.
Baykuşlar inanılmaz işitsel keskinliğe sahiptir, bu da onların karanlıkta avlanmalarını sağlar.
