half-eaten
01
yarısı yenmiş
(particularly of food or meals) not completely finished
Örnekler
She left a half-eaten sandwich on the table.
Masanın üzerinde yarım yenmiş bir sandviç bıraktı.
The dog sniffed around the half-eaten piece of pizza.
Köpek, yarım yenmiş pizza diliminin etrafını kokladı.



























