to come back in
[phrase form: come]
01
eski seviyesine gelmek
to manage to reach the same level of fame or success one had before
Örnekler
After a few years away from the music industry, the artist made a strong comeback and came back in with a chart-topping album.
Müzik endüstrisinden birkaç yıl uzak kaldıktan sonra, sanatçı güçlü bir geri dönüş yaptı ve liste başı bir albümle geri döndü.
The actor 's latest film received critical acclaim, proving that he could come back in and reclaim his position as a top-tier performer.
Aktörün son filmi eleştirmenlerden övgü aldı ve onun geri dönüp en üst düzey bir performans sanatçısı olarak konumunu geri alabileceğini kanıtladı.
02
geri gelmek, içeri geri dönmek
to return to a specific place or location
Örnekler
She left her umbrella outside, so she quickly came back in to retrieve it.
Şemsiyesini dışarıda bıraktı, bu yüzden onu almak için hızla geri geldi.
The dog escaped from the backyard but eventually came back in through the open gate.
Köpek arka bahçeden kaçtı ama sonunda açık kapıdan geri geldi.
03
yeniden planlamak, tekrar programlamak
to reschedule or set a future time for an activity or event
Örnekler
We need to finalize the details before we can come back in with a confirmed date for the meeting.
Toplantı için onaylanmış bir tarihle geri gelebilmemiz için detayları sonuçlandırmamız gerekiyor.
The team is currently unavailable, but they will come back in next week to discuss the project.
Ekip şu anda müsait değil, ancak projeyi tartışmak için gelecek hafta geri dönecekler.
04
kendine gelmek, bilincini geri kazanmak
to regain consciousness after being unconscious
Örnekler
After fainting, it took a few minutes for her to come back in and regain awareness.
Bayıldıktan sonra, kendine gelmesi ve bilincini geri kazanması birkaç dakika sürdü.
The patient had a severe head injury but gradually started to come back in and respond to stimuli.
Hastanın ciddi bir kafa yaralanması vardı ancak yavaş yavaş bilincini geri kazanmaya ve uyaranlara tepki vermeye başladı.
05
kendine gelmek, duygusal olarak dengelenmek
to return to a stable mental or emotional state
Örnekler
After the shocking news, it took her some time to come back in and feel emotionally stable again.
Şok edici haberden sonra, içeri gelmek ve tekrar duygusal olarak dengeli hissetmek biraz zaman aldı.
He was feeling overwhelmed, but after taking a short break, he managed to come back in with a clear mind.
Kendini bunalmış hissediyordu, ancak kısa bir mola verdikten sonra net bir zihinle geri dönmeyi başardı.



























