to roll about
[phrase form: roll]
01
tekrarlanmak, yeniden olmak
to happen again, especially in a repeated manner
Dialect
British
Örnekler
After resolving the issue, it seemed the same problems would roll about periodically.
Sorunu çözdükten sonra, aynı sorunların periyodik olarak tekrar ortaya çıkacağı görülüyordu.
Economic downturns tend to make uncertainties roll about in the business world.
Ekonomik düşüşler, iş dünyasında belirsizliklerin etrafında dönmesine neden olma eğilimindedir.
02
kahkahalarla gülmek, katıla katıla gülmek
to laugh uncontrollably about something
Dialect
British
Örnekler
The comedian 's joke was so hilarious that the entire audience began to roll about with laughter.
Komedyenin şakası o kadar komikti ki tüm seyirci kahkahalarla yuvarlanmaya başladı.
The comedian 's stand-up routine had the entire theater rolling about with laughter from start to finish.
Komedyenin stand-up gösterisi tüm tiyatroyu baştan sona kahkahalara boğdu.
03
amaçsızca yuvarlanmak, yuvarlanarak hareket etmek
to move in a rolling and aimless manner around a place or object
Örnekler
The tumbleweed rolled about the deserted street, driven by the wind.
Tumbleweed rüzgarın etkisiyle terk edilmiş sokakta amaçsızca yuvarlanıyordu.
The marbles rolled about in the jar as I carried it.
Ben taşırken bilyeler kavanozun içinde yuvarlanıyordu.
04
yuvarlanmak, yuvarlamak
to move someone or something back and forth or all around a place or object
Örnekler
He decided to roll about the new chair in his room to find the best position for it.
Odasındaki yeni sandalyenin etrafında dolaşmaya karar vererek onun için en iyi pozisyonu bulmaya çalıştı.
The children were excited to roll about in the snow during their winter vacation.
Çocuklar kış tatillerinde karda yuvarlanmaktan heyecan duyuyorlardı.



























