to pump up
[phrase form: pump]
01
şişirmek, pompa ile hava basmak
to inject air into an object using a tool
Transitive: to pump up an inflatable object
Örnekler
Before the bike ride, he needed to pump up his tires.
Bisiklet sürüşünden önce, lastiklerini şişirmesi gerekiyordu.
The pool floats were deflated, so she decided to pump them up.
Havuz şamandıraları sönüktü, bu yüzden onları şişirmeye karar verdi.
02
artırmak, güçlendirmek
to increase or enhance something
Transitive: to pump up sth
Örnekler
They decided to pump up the advertising budget to attract more customers.
Daha fazla müşteri çekmek için reklam bütçesini artırmaya karar verdiler.
To keep up with demand, the factory had to pump up production rates.
Talebe ayak uydurmak için fabrikanın üretim oranlarını artırması gerekiyordu.
03
cesaretlendirmek, motivasyon sağlamak
to encourage someone or make them ready for an activity
Transitive: to pump up sb
Örnekler
Before the stage performance, they played a motivational video to pump up the participants.
Sahne performansından önce, katılımcıları coşturmak için motive edici bir video oynattılar.
A quick workout always pumps her up before a long day at work.
Hızlı bir antrenman, işte uzun bir gün öncesinde onu her zaman motive eder.
