to get round
[phrase form: get]
01
üstesinden gelmek
to find a way to deal with or overcome a problem or obstacle
Örnekler
We need to get round the issue of limited funding to complete the project.
Projeyi tamamlamak için sınırlı finansman sorununu aşmamız gerekiyor.
They found a creative way to get round the traffic and arrive on time.
Trafiği aşmak için yaratıcı bir yol buldular ve zamanında vardılar.
02
ikna etmek, razı etmek
to persuade a person to agree or do something one wants, often through friendliness, charm, or doing kind things for them
Örnekler
She managed to get round her parents to let her attend the concert.
Konsere gitmesine izin vermeleri için ailesini ikna etmeyi başardı.
He used his charisma to get round the strict teacher for an extension on the assignment.
Ödeve uzatma almak için katı öğretmeni ikna etmek için karizmasını kullandı.
03
yayılmak, dolaşmak
to spread or circulate information, especially through informal or unofficial channels, often by word of mouth
Örnekler
News of the upcoming event quickly got round the neighborhood.
Yaklaşan etkinliğin haberi hızla mahallede yayıldı.
Gossip tends to get round faster than accurate information.
Dedikodular doğru bilgilerden daha hızlı yayılma eğilimindedir.
