Dry spell
Örnekler
The farmers suffered greatly during the long dry spell, as their crops wilted due to the lack of rain.
Çiftçiler, uzun kurak dönem boyunca büyük acı çektiler, çünkü yağmur eksikliği nedeniyle mahsulleri soldu.
After a series of successful projects, the artist experienced a dry spell where creativity seemed elusive.
Bir dizi başarılı projeden sonra, sanatçı yaratıcılığın zor bulunduğu bir kurak dönem yaşadı.
1.1
kesat dönem
a period that is lacking productivity, profit, success, etc.
Örnekler
After a series of successful albums, the musician faced a dry spell in terms of chart-topping hits.
Bir dizi başarılı albümün ardından, müzisyen liste başı hitler açısından bir kurak dönem yaşadı.
The agricultural region suffered from a dry spell, leading to poor crop yields and financial losses for farmers.
Tarım bölgesi bir kurak dönem yaşadı, bu da çiftçiler için zayıf ürün verimi ve maddi kayıplara yol açtı.
1.2
cinsel ilişkisiz geçen dönem
a period of time that has passed without being in any sexual relationship
Örnekler
After his breakup, Nicholas experienced a dry spell and went without any sexual encounters for several months.
Ayrılığının ardından Nicholas bir kurak dönem yaşadı ve aylarca cinsel ilişkiye girmeden geçirdi.
Jessica had been going through a dry spell in her love life and had n't been intimate with anyone for quite some time.
Jessica aşk hayatında kurak bir dönem geçiriyordu ve uzun zamandır kimseyle yakın olmamıştı.



























