Red zone
01
yasak bölge
an area that is dangerous or not allowed for people to use for a particular purpose
1.1
kırmızılı bölge
an area with a high number of infected people where strict public health rules are applied to control the spread of infection
Örnekler
In response to the spike in COVID-19 cases, the government declared the downtown district a red zone, imposing lockdowns and testing requirements.
COVID-19 vakalarındaki artışa yanıt olarak, hükümet şehir merkezini kırmızı bölge ilan ederek karantina ve test gereklilikleri getirdi.
The hospital has designated a special red zone to isolate patients with contagious illnesses and prevent further transmission.
Hastane, bulaşıcı hastalıkları olan hastaları izole etmek ve daha fazla bulaşmayı önlemek için özel bir kırmızı bölge belirledi.
02
kırmızı bölge, 20 yarda bölgesi
(American football) the area between the opponent's 20-yard line and the goal line, where scoring becomes a priority
Örnekler
The team struggled to convert in the red zone.
Takım kırmızı bölgede sayı yapmakta zorlandı.
The red zone is where games are often won or lost.
Kırmızı bölge, oyunların sıklıkla kazanıldığı veya kaybedildiği yerdir.
