red-faced
01
utançtan kıpkırmızı, yüzü kızarmış
describing a person whose face has become red, typically due to embarrassment, anger, or exertion
Örnekler
He was red-faced with embarrassment after realizing his mistake in front of the crowd.
Kalabalığın önünde hatasını fark ettikten sonra yüzü kızararak mahcup oldu.
The red-faced athlete struggled to catch his breath after the intense workout.
Yoğun antrenmandan sonra kıpkırmızı yüzlü atlet nefesini yakalamak için mücadele etti.
02
utançtan kıpkırmızı, öfkeden kıpkırmızı
having a red face from embarrassment or shame or agitation or emotional upset



























