Wire
01
tel
a piece of metal formed into a thin and flexible thread
Örnekler
The electrician installed new wire to ensure the lights functioned properly.
Elektrikçi, ışıkların düzgün çalışmasını sağlamak için yeni tel taktı.
The wire in the circuit was damaged, causing a power failure.
Devredeki tel hasar gördü ve bir güç kesintisine neden oldu.
03
tel, telgraf
a message transmitted by telegraph
04
bitiş çizgisi, varış ipi
the finishing line on a racetrack
to wire
01
elektronik para transferi yapmak, havale yapmak
to electronically transfer money from one bank account to another
Örnekler
The bank charges a fee when you wire money abroad.
Banka, yurt dışına havale yaptığınızda bir ücret alır.
After selling the car, he wired the money to his savings account.
Arabayı sattıktan sonra, parayı birikim hesabına havale etti.
02
tel takmak
to connect or provide with wires or electrical cables
03
telgraf çekmek, kablo göndermek
send cables, wires, or telegrams
04
telle bağlamak, tel ile sabitlemek
fasten with wire
05
kablolamak, elektrik kablolarıyla donatmak
equip for use with electricity
06
telle bağlamak, iple bağlamak
string on a wire
07
programlamak, koşullandırmak
to set up or program someone or something in a way that naturally inclines them toward a particular behavior, response, or way of thinking
Ditransitive: to wire sb to do sth
Örnekler
From a young age, he was wired to be curious and always asked questions about how things worked.
Küçük yaşlardan itibaren, meraklı olmak için bağlanmıştı ve her zaman bir şeylerin nasıl çalıştığını sorardı.
Her upbringing in a competitive household wired her to strive for excellence in everything she did.
Rekabetçi bir evde yetişmesi, yaptığı her şeyde mükemmellik için çabalaması için onu programladı.
Leksikal Ağaç
wireless
wiry
wire



























