to wipe out
[phrase form: wipe]
01
silmek
to entirely remove something
Transitive: to wipe out sth
Örnekler
They wiped the stain out from the carpet using a cleaning solution.
Bir temizlik solüsyonu kullanarak lekeyi halıdan tamamen çıkardılar.
The chef wiped the burnt smell out of the kitchen with air freshener.
Şef, mutfaktaki yanık kokusunu oda spreyi ile tamamen temizledi.
02
yok etmek, ortadan kaldırmak
to cause the death of a significant portion of a population
Transitive: to wipe out a population
Örnekler
The deadly gas could wipe out entire populations if released.
Ölümcül gaz, salınırsa tüm nüfusları yok edebilir.
The disease threatened to wipe out the indigenous population.
Hastalık, yerli nüfusu yok etmekle tehdit ediyordu.
03
yok etmek, silmek
to completely remove or destroy something so that it no longer exists
Transitive: to wipe out sth
Örnekler
The rapid industrialization of the region wiped out the natural resources in a matter of years.
Bölgenin hızlı sanayileşmesi, doğal kaynakları birkaç yıl içinde tüketti.
Rapid urbanization can wipe out natural habitats for many species.
Hızlı kentleşme, birçok türün doğal yaşam alanlarını yok edebilir.
04
silmek, hafızdan silmek
to eliminate something from memory
Transitive: to wipe out a memory
Örnekler
He tried to wipe the embarrassing incident out of his mind.
Utandırıcı olayı aklından silmeye çalıştı.
She attempted to wipe out the traumatic memory from her thoughts.
Travmatik anıyı düşüncelerinden silmeye çalıştı.
05
bitkin düşürmek, tüketmek
to make an individual very tired
Transitive: to wipe out sb
Örnekler
The long hike wiped me out; I need a break.
Uzun yürüyüş beni bitirdi; bir mola vermem gerekiyor.
The intense workout wiped me out, and I needed a long nap afterward.
Yoğun antrenman beni tüketti, ve sonrasında uzun bir şekerleme ihtiyacı hissettim.
06
kaymak, yoldan çıkmak
(of a vehicle) to lose control, resulting in an accident or crash
Dialect
American
AmericanIntransitive
Örnekler
Trying to avoid a collision, the driver swerved suddenly and wiped out on the icy street.
Bir çarpışmadan kaçınmaya çalışan sürücü aniden direksiyonu kırdı ve buzlu sokakta kontrolü kaybetti.
The motorcyclist misjudged a turn and wiped out on the gravel road.
Motosikletli bir virajı yanlış hesapladı ve çakıl yolda kaza yaptı.
07
düşmek, tahtadan atılmak
to lose balance and be thrown off the surfboard due to the impact of a wave
Intransitive
Örnekler
Wiping out is inevitable in the world of surfing, even for the most experienced riders.
Sörf dünyasında wipe out kaçınılmazdır, en deneyimli sörfçüler için bile.
The surf instructor emphasized the importance of learning how to fall without wiping out completely.
Sörf eğitmeni, tamamen düşmeden nasıl düşüleceğini öğrenmenin önemini vurguladı.
