to blow over
[phrase form: blow]
01
geçmek, yavaşça kaybolmak
to slowly disappear or become less noticeable
Örnekler
The worry about the project deadline blew over as the team worked diligently.
Proje teslim tarihi hakkındaki endişe, ekip özenle çalışırken geçti.
The disappointment blew over with time, and things improved.
Hayal kırıklığı zamanla geçti ve işler düzeldi.
02
üfleyerek devirmek, üfleyerek yıkmak
to use air to make something fall
Örnekler
She blew over the tower of blocks with a gentle breath.
O, nazik bir nefesle bloklardan kuleyi devirdi.
With a strong exhale, she could blow the cards over one by one.
Güçlü bir nefesle, kartları tek tek devirebilirdi.
03
rüzgarın akışıyla taşınmak, rüzgar tarafından devrilmek
to be carried by the flow of the wind
Örnekler
The tree blew over during the severe windstorm.
Ağaç şiddetli fırtına sırasında devrildi.
Fragile flower pots were blown over on the balcony.
Kırılgan çiçek saksıları balkonda devrildi.
