willful
01
istekli
done deliberately and intentionally, often with determination or stubbornness
Örnekler
Despite being warned of the consequences, he made a willful decision to ignore the safety guidelines.
Sonuçları konusunda uyarılmasına rağmen, güvenlik kurallarını görmezden gelmek için kasıtlı bir karar aldı.
Her willful refusal to apologize only deepened the rift between her and her friends.
Onun özür dilemekteki inatçı reddi, onun ve arkadaşları arasındaki ayrılığı daha da derinleştirdi.
02
inatçı, dik başlı
stubbornly disregarding rules, advice, or the wishes of others
Örnekler
Despite the risks, her willful nature led her to pursue the dangerous expedition.
Risklerine rağmen, inatçı doğası onu tehlikeli keşif gezisini sürdürmeye yöneltti.
He remained willful, insisting on his own methods despite his team's objections.
O, ekibinin itirazlarına rağmen kendi yöntemlerinde ısrar ederek inatçı kaldı.
Leksikal Ağaç
willfully
willfulness
willful
will
