well-informed
/wˈɛlɪnfˈɔːɹmd/
/wˈɛlɪnfˈɔːmd/
well-informed
Örnekler
She is well-informed about the latest developments in the tech industry.
Teknoloji endüstrisindeki son gelişmeler hakkında iyi bilgilendirilmiştir.
The well-informed journalist provided an in-depth analysis of the event.
İyi bilgilendirilmiş gazeteci, etkinlik hakkında derinlemesine bir analiz sağladı.
02
iyi bilgilendirilmiş, doğru bilgilendirilmiş
based on accurate and comprehensive knowledge
Örnekler
She made a well-informed decision after considering all the available data.
O, mevcut tüm verileri göz önünde bulundurduktan sonra iyi bilgilendirilmiş bir karar verdi.
His well-informed opinion on climate change influenced the panel's recommendations.
İklim değişikliği hakkındaki iyi bilgilendirilmiş görüşü, panelin önerilerini etkiledi.



























