unjust
01
adaletsiz
not fair or reasonable, lacking equality and fairness in treatment or decision-making
Örnekler
The court 's decision to convict him without sufficient evidence was unjust.
Mahkemenin yeterli kanıt olmadan onu mahkum etme kararı haksızdı.
It 's unjust that some people are born into privilege while others struggle to meet their basic needs.
Bazı insanların ayrıcalıklı doğması, diğerlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmesi adil değil.
02
haksız
violating principles of justice
03
haksız, adil olmayan
not equitable or fair
to unjust
01
tekrarlamak, yeniden söylemek
to say, state, or perform again
Leksikal Ağaç
unjustly
unjust
just
