unintelligible
01
anlaşılmaz
(of language) not said or written loudly or clearly enough to be understood
Örnekler
The static-filled radio transmission was unintelligible, making it impossible to understand the message.
Parazit dolu radyo yayını anlaşılmazdı, bu da mesajın anlaşılmasını imkansız hale getiriyordu.
As the storm intensified, the wind became so strong that it rendered their conversation unintelligible.
Fırtına şiddetlendikçe, rüzgar o kadar güçlü hale geldi ki konuşmalarını anlaşılmaz hale getirdi.
02
anlaşılması zor
having no clear or logical meaning, making something hard to understand
Örnekler
The recording was so distorted that the words were unintelligible.
Kayıt o kadar bozuktu ki kelimeler anlaşılmaz hale gelmişti.
The crowd ’s cheers made the announcement unintelligible.
Kalabalığın tezahüratları duyuruyu anlaşılmaz hale getirdi.
Leksikal Ağaç
unintelligible
intelligible
intellig
