truncated
01
kesilmiş, budanmış
ending suddenly, as if a part or point has been removed
Örnekler
The mountain had a truncated peak from centuries of erosion.
Dağın, yüzyıllar süren erozyon nedeniyle kesik bir zirvesi vardı.
The cone appeared truncated at the top.
Koni üst kısmında kesik görünüyordu.
02
kısaltılmış, budanmış
shortened in length or time, ending earlier than expected
Örnekler
The meeting was truncated due to a power outage.
Toplantı, bir elektrik kesintisi nedeniyle kesildi.
Bad weather caused a truncated school day.
Kötü hava, kısaltılmış bir okul gününe neden oldu.
Leksikal Ağaç
truncated
truncate
