swoop
swoop
swup
svup
British pronunciation
/swˈuːp/

"swoop"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to swoop
01

dalmak, pike yapmak

to move quickly and suddenly downward through the air
to swoop definition and meaning
example
Örnekler
The eagle swoops down to catch its prey.
Kartal, avını yakalamak için dalış yapar.
A hawk swooped over the field in search of food.
Bir şahin yiyecek aramak için tarlanın üzerine daldı.
02

üzerine çullanmak

to quickly and unexpectedly attack a group or place to surround and capture them
Transitive: to swoop on sb/sth
example
Örnekler
Law enforcement agencies coordinated a series of raids, swooping on suspected drug traffickers across the city.
Kolluk kuvvetleri, şehir genelinde uyuşturucu kaçakçılığı şüphelilerine baskın düzenleyerek bir dizi operasyon koordine etti.
Intelligence agencies executed a covert operation, swooping on a known terrorist cell.
İstihbarat ajansları, bilinen bir terör hücresine baskın düzenleyerek gizli bir operasyon gerçekleştirdi.
03

alıp götürmek, arabayla gelip almak

to give someone a ride or to pick someone up in a vehicle
SlangSlang
example
Örnekler
Since your car 's in the shop, I 'll swoop in 10.
Araban tamirciye gittiğine göre, seni saat 10'da alacağım.
He swooped me to the airport this morning.
O beni bu sabah havalimanına götürdü.
Swoop
01

hızlı kayma, hızlı glissando

(music) rapid sliding up or down the musical scale
02

dalış, ani iniş

a rapid and sudden drop from the sky
example
Örnekler
The eagle made a graceful swoop down from its perch to catch its prey.
Kartal, avını yakalamak için tüneğinden zarif bir dalış yaptı.
During the airshow, the stunt pilot performed a daring swoop maneuver over the crowd.
Hava gösterisi sırasında, akrobasi pilotu kalabalığın üzerinde cesur bir dalış manevrası yaptı.
03

baskın, hızlı baskın

a very rapid raid
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store