Ara
swift
Example
The swift wind carried the kite high into the sky.
Hızlı rüzgar, uçurtmayı gökyüzüne yüksek bir şekilde taşıdı.
With a swift motion, she caught the falling book before it hit the ground.
Hızlı bir hareketle, yere düşmeden önce kitabı yakaladı.
02
hızlı, çabuk
occurring promptly, often with notable speed or efficiency
Example
The team ’s swift response prevented the issue from escalating.
Ekibin hızlı yanıtı sorunların büyümesini engelledi.
She made a swift recovery after the surgery, surprising the doctors.
Ameliyattan sonra hızlı bir şekilde iyileşti, doktorları şaşırttı.
Swift
01
sağan
a small bird with narrow wings that flies high in the sky and is very fast
02
batı çit kertenkelesi
a small, fast-flying bird characterized by its streamlined body, long wings, and aerial agility
