to betoken
01
işaret etmek, haber vermek
to serve as a sign or warning that suggests or foretells a future event
Transitive: to betoken sth
Örnekler
The sudden drop in barometric pressure can betoken an approaching storm.
Barometrik basınçtaki ani düşüş, yaklaşan bir fırtınayı işaret edebilir.
The dark clouds gathering on the horizon betokened an imminent downpour.
Ufukta toplanan kara bulutlar, yaklaşan bir sağanağı haber veriyordu.
02
işaret etmek, belirtmek
to serve as a clear signal, symptom, or indication of something
Transitive: to betoken sth
Örnekler
The patient 's elevated temperature may betoken the presence of a fever.
Hastanın yüksek ateşi, bir ateşin varlığına işaret edebilir.
A sudden increase in traffic on the roads can betoken the start of rush hour.
Yollardaki trafiğin aniden artması, yoğun saatin başlangıcını işaret edebilir.
