to subvert
01
devirmek
to cause the downfall of authority figures or rulers
Transitive: to subvert an authority or ruler
Örnekler
The rebel group sought to subvert the ruling government.
İsyancı grup, yönetimdeki hükümeti alt etmeyi amaçladı.
Corrupt officials may subvert the legal system for personal gain.
Yozlaşmış yetkililer, kişisel çıkar için yasal sistemi alt edebilir.
02
baltalamak, yıkmak
to bring about the collapse, failure, or destruction of something
Transitive: to subvert a system or operation
Örnekler
Corruption within the company eventually subverted its financial stability.
Şirket içindeki yolsuzluk, sonunda finansal istikrarını baltaladı.
The hacker ’s attack was designed to subvert the entire network, causing chaos.
Hackerın saldırısı, tüm ağı alt etmek ve kaos yaratmak için tasarlandı.
03
zedelemek, bozmak
to weaken or destroy someone's morals, loyalty, or beliefs by secretly influencing or undermining them
Transitive: to subvert beliefs or loyalties
Örnekler
The propaganda aimed to subvert the population ’s trust in their government.
Propaganda, nüfusun hükümetine olan güvenini zedelemeyi amaçlıyordu.
She accused the outsider of trying to subvert her team ’s unity with false rumors.
Dışarıdan birinin yalan söylentilerle ekibinin birliğini baltalamaya çalıştığını iddia etti.
