stuffed
01
doymuş
feeling very full or overeaten, as if one has eaten too much food
Örnekler
After Thanksgiving dinner, everyone groaned, " I'm stuffed! "
Şükran Günü yemeğinden sonra herkes inledi: "Tıka basa doydum!"
She could n't finish her dessert, she was already stuffed.
Tatlısını bitiremedi, zaten tıka basa doymuştu.
02
tıka basa dolu, ağzına kadar dolu
completely full of something
Örnekler
The stuffed bookshelf sagged under the weight of too many novels.
Fazla romanın ağırlığı altında tıka basa dolu kitaplık eğildi.
The stuffed toy elephant had a small tear in its seam.
Doldurulmuş oyuncak filin dikişinde küçük bir yırtık vardı.
Leksikal Ağaç
overstuffed
stuffed
stuff
