Stature
01
önem
the high level of respect people have for someone based on their impressive achievements
Örnekler
His work elevated him to a position of great stature in the scientific community.
Çalışmaları onu bilim topluluğunda büyük bir itibar konumuna yükseltti.
The former president maintains stature as an elder statesman.
Eski cumhurbaşkanı, kıdemli bir devlet adamı olarak itibarını koruyor.
02
boy bos
the height of a person or animal when standing upright
Örnekler
She was of small stature but possessed a strong, confident presence.
Küçük boylu ama güçlü, kendinden emin bir varlığı vardı.
His taller stature gave him an advantage in basketball.
Daha uzun boyu ona basketbolda bir avantaj sağladı.
